ÜLKÜCÜLÜK
Ülkücülük, batı dillerinden dilimize giren idealistlik kelimesiyle aynı olan bir anlam belirtmektedir. Ülkücülük ve idealizm, insan kafasını içinde elde edilmesi varılması en mükemmel, en güzel, kendisini mutlu edecek hedeflerin tasarlanması ve bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için arzu gösterilmesi ve çalışılması anlamı taşır."
Ülkücülük, batı dillerinden dilimize giren idealistlik kelimesiyle aynı olan bir anlam belirtmektedir. Ülkücülük ve idealizm, insan kafasını içinde elde edilmesi varılması en mükemmel, en güzel, kendisini mutlu edecek hedeflerin tasarlanması ve bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için arzu gösterilmesi ve çalışılması anlamı taşır. İnsanlar arasında idealistler yetişmeseydi insanlık bugün dünyayı aydınlatan birçok gelişmelerini, birçok alanlardaki yükselişlerini sağlamazlardı. Her gerçek, her fikir önce insanların kafasında bir hayal olarak doğar. İnsanlar hayal ederler. Hayal kurarlar. Bu hayallleri kendileri için iyi olan, kendilerinin özledikleri, elde etmekle mutluluk duyacakları birtakım özleyişleri belirtir. İnsanlar hayalleriyle büyük ölçüde insan olurlar. İnsanlar hayalleriyle diğer canlılardan bir ayrıcalık gösterirler ve gerçekten insanlık vasfını kazanmış olurlar. İşte ülkücülük de yani idealizm de insanların ve toplulukların kendileri için varılması mutluluk sağlayacak, varılmasıyla en gelişmiş en yükselmiş bir durum sağlayacak, bir hayalin düşünülmesi ve insan beyninde tasarlanarak şekillendirilmesidir.
Her toplumda idealistler vardır, ülkücüler vardır ve ülkücülerin, idealistlerin bulunuşu toplumlar için bir saadettir; büyük bir talihtir! Türk Milleti için, bizim düşündüğümüz ülkü nedir? Türk Milleti için, tasarladığımız ideal nedir?
Herşeyden önce Türk Milleti' nin ahlakta, maneviyatta, insanlık duygularında en yüksek seviyede bulunması, yaşaması ve ilimde, teknikte dünyanın en ileri gitmiş varlığı haline gelmesi ve ekonomik açıdan kalkınmış, tarımını modern tekniğe göre geliştirmiş ve modern sanayii kurmuş, refahlı bir toplum haline gelmesi, Türk toplumu için bir Türk milliyetçisinin düşüneceği ülkünün esaslarından mühim bir kısmını teşkil etmektedir.
Türk milliyetçiliğin, ülkücülüğün sınırları içinde sadece bunlar mı vardır? Sade bunlar değil başka düşünceler, başka hedefler de vardır. Bu hedefler Türk Milleti' nin merhamet dilenmiyecek, lütuf dilenmeyecek bir duruma gelmiş, kendi gücüyle ayakta duran, kendi gücüyle varlığını koruyabilen ve sözünü dünyanın her yerinde saydırabilen bir varlık haline gelmesi düşüncesidir.
Bunun yanısıra Türk Milleti' nin haklarını, herzaman dünyaya tanıtabilmesi, dünyaya duyurabilmesi düşüncesidir ve yine bunun yanısıra bütün Türkler' in kölelikten, yabancıların buyruğu altında yaşamaktan kurtulması ve Self Determination, yani kendi mukadderatına kendilerinin hakim olması kutsal prensibine göre, hepsinin bağımsız hale gelmeleri, bağımsız olmaları Türk ülkücülüğünün bir diğer görüşü, düşüncesidir. Bunun için milli doktrinin önemli bir ilkesi olarak ülkücülüğü almış bulunmaktayız.
Türk milliyetçiliğinin, ülkücülük tarifinin sınırları içinde bulunacak görüşleri, fikirleri ancak genel olarak işaret etmiş bulunmaktayız. Türk ülkücülüğünün hedef aldığı düşünceler, genel olarak belirtilmiş olan bu fikirlerden ibaret değildir. Ülkücülüğümüzün içerisinde her mesleğe mensup Türk milliyetçilerinin, kendi mesleklerinde en ileri, en yüksek ve gerek kendi milletimiz için, gerek insanlık için en çok yararlı neticeleri elde etmek görüşü de yer alacaktır. Bir Türk milliyetçisi kendi toplumu için, kendi milleti için idealizmi daima göz önünde bulunduracak, bu genel idealizm prensipleri ile birlikte kendi sahası, kendi branşı ile ilgili çalışmalarında da bu temel ve genel mahiyetteki ülkücülüğün esaslarına uygun, onunla bütünleşmiş bir halde kendi branşı ile ilgili ülkücülüğünü de tespit edip güdecektir. ülküler uzak hedeflerdir, uzun cadelidir. Bir ülkünün hemen yarın gerçekleşmesi mümkün olmayabilir. Ülküler önümüzdeki yılları, önümüzdeki yüzyılları kapsayabilir. Ama ülkü insanın kalbini aydınlatan bir ışıktır. Ülkü insanlara yönünü tayin etmesini sağlayan bir klavuzdur. Milletler için de milli ülkü, milletin kılavuzu, milletin yolunu aydınlatan güneşidir. Ülküsüz insan çamurdan bir varlık gibidir. Ülküsüz insan dümensiz, pusulasız bir gemi gibidir. Bunun için her Türk milliyetçisi, her DokuzIŞIK' cı mutlaka ülkücü olacaktır, mutlaka ülkü sahibi bulunacaktır.Hem milli ülkü sahibi olacaktır, hem insani ülkü sahibi olacaktır, hem de kendi mesleğiyle ilgili ülkücü bir kişiliğe sahip olacaktır ki, hem de kendi mesleğinde başarılı, yararlı bir kişi olarak gelişsin, hem de mensup olduğu topluma, milletine yararlı hizmetler yapsın, insanlığa yararlı faaliyetler gösterebilsin. Bunun için DokuzIŞIK doktrininin çok önemli ilkelerinden olan ülkücülüğe büyük değer vermekteyiz.
"Biz, ülkücülüğümüzde daima gerçekci olmayı ve girişilecek faaliyetlerde Türkiye' yi hiçbir zaman tehlikelere, risklere, maceralara sürüklemeyecek bir yol üzerinde bulunmayı esas kabul ederiz."
Ülkücüyüz! İnsanlık ailesi, yeyüzünde yaşayan bütün insanlar, milletler denen ayrı ayrı üyelerin bir araya gelmesinden meydana gelir. Bir insan, insan olmak isterse, insanlığa hizmet etmek isterse, evvla kendi milletine hizmet etmeli, kendi milletini yükseltmeye, kendi milletini mutlu kılmağa çalışmalıdır. Bunu yaptığı taktirde aynı zamanda insanlığa da hizmet etmiş olur. Çünkü bir insan kendi ailesini düşünür ve ona karşı vefalı kalırsa, insanlık duyguları en olgun seviyeye erişeceği için, kendi ailesi dışında insanlara karşı da yararlı ve vefalı olur. Bir insan kendi milletine faydalı olamaz, kendi milletine karşı bağlılık duymazsa, onun insanlığı düşünmekten bahsetmesi nihayet bir fantazi olur. İnsan, yetiştdiği toprağın, yetiştiği milletin refahını, iyiliğini, saadetini ve şerefini temin etmelidir. Bunu yaptığı taktirde, o millet insanlığın bir parçası olduğu için, dolyısıyla insanlığa da hizmet etmiş olur.
Ülkücülüğümüz nedir? ülkücülüğümüz; Türk Milletini en kısa yoldan en kısa zamanda modern uygarlığın en üst seviyesine çıkarmak; mutlu, müreffeh hale getirmek; bağımsız, özgür, kendi haklarına sahip bir hayata kavuşturmaktır.
Kişilere hürriyet, milletlere istiklal başta gelen prensiplerimizdendir. İnsanlar hür ve eşit haklara sahip olarak doğarlar. Kabiliyet ve görevlerinin dışında insanlar haklarına tam olarak sahip kılınmalıdırlar.
Toplum içerisinde insanlar şahsi liyakat ve kabiliyetlerine göre görevlendirilmeli ve bir sıraya konulmalıdır. Bütün bunlarla beraber ayrımsız olarak herkese bir imkan eşitliği sağlanmalıdır. İmkan eşitliği derken mücerret anlamda bir eşitlik anlaşılmalıdır.
Bu ülkücülüğümüz içine bu günkü sınırlarımızın dışında bulunan Türklere ait herhangi birşey girer mi?
Türk adı taşıyan herkes bizim sevgi ve ilgimizin çevresi içindedir. Bundan vazgeçemyiz. Bu her milletin tabii hakkı olduğu gibi Türk Milleti' nin de tabii hakkıdır. Bu günün Birleşmiş Milletlet Anayasası, yeryüzünde yaşayan her millete "kendi mukadderatına hakim olma" (self determination) hakkı kutsal bir hak olarak tanınır ve bunların herbiri yabancı boyunduruğundan, sömürgecilerin elinden kurtulup bağımsızlığını alırken, başkalarının boyunduruğu altında tutsak bulunan Türkler' in tutsaklıktan kurtulmasını istemek, dilemek, bunun için iyi niyetler taşımak, Türk olan herkes için en tabii ve kutsal bir haktır.
Fakat biz, ülkücülüğümüzde daima gerçekci olmayı ve girişilecek faaliyetlerde Türkiye' yi hiçbir zaman tehlikelere, risklere, maceralara sürüklemeyecek bir yol üzerinde bulunmayı esas kabul ederiz. Ülkücülüğümüz bir macera fikri değildir. Ülkücülüğümüz, Türk Milleti' nin en kısa yoldan, en kısa zamanda modern uygarlığın en üst kademesine yükseltilmesi, müreffeh, mutlu bir hayata erdirilmesi, kendi gücüyle ayakta durabilecek bir hale getirilmesi ve her çeşit korkudan, baskıdan uzak olarak, hür, müstakil yaşaması ülküsüdür. Bu ülkü aynı zamanda Türk olan herkese karşı ilgi ve sevgi göstermeyi, onların mutluluğunu dilemeyi ve onların mutluluğunu, Türkiye' yi risklere, tehlikelere maruz bırakmadan, bırakmaksızın, bırakmamak şartıyla sağlamaya çalışması içine alan bir ülkücülüktür.